Quantcast
Channel: Ekşi Sinema
Viewing all articles
Browse latest Browse all 705

Tamam mıyız? (2013): Çok naifsin; Olmuyor Böyle…

$
0
0

Çağan Irmak’ın bu ülkenin popüler sinemasında markalaşmış bir yönetmen olduğunu yadsıyamayız. Gerek televizyon gerekse sinema alanında yaptığı her yeni iş belli bir merak uyandırır hale geleli çok oldu. Televizyonda geçmişin başarılarını pek tekrarlayamıyor artık gerçi. Rating deneklerinin değişmesi ve eskiden C/D grubu tabir edilen kitlelerin artık neredeyse A/B haline gelmesi de olabilir bunun sebebi. Irmak’ın televizyonda rating kaygısından ziyade entelektüel dürtülerle hareket eder gözükmesi de… Keşanlı Ali Destanı’nın rejisindeki teatrallik dizinin sonunu hazırlayan unsurlardan biriydi mesela.

Bütün bunları, Çağan Irmak’ın son dönem televizyon işlerinin pek de seyirci beklentilerini umursar gözükmediğinin altını çizmek adına anlatıyorum. Gerçi son iki işi de Kanal D için hazırlanmıştı ve Kanal D’nin son zamanlarda garanti rating getirecek işlere burun kıvırıp daha riskli projelere yer verdiğini, kanalın bu yüzden genel bir izlenme sıkıntısı yaşadığını söylemek de mümkün. Belki Kanal D ve Çağan Irmak tam birbirlerine göredirler bu yüzden. Halkı eğitmek, yükseltmek, beğenilerini inceltmek gibi bir misyon seçmişlerdir kendi kendilerine. Çağan Irmak’ın daha önce birden fazla filmine söylemişliğim vardır bunu. Bağıra çağıra insanlara dersler vermeyi sever filmlerinde. Biraz ergence bulduğumu da hiç gizlemedim bunu… Gişeyi en çok hedefleyen filmleri, bu sesin en az duyulduğu işleri oldu. Bu yüzden daha çok sevdim onları. Babam ve Oğlum, Issız Adam gibi yapımlarda öncelikli derdi bir duygu yakalamaktı çünkü ve bu gişeyi de düşünerek yapılmış bir tercihti ve hiç de yanlış bir yol değildi. Çağan Irmak’ın en problemli filmleri hep en kişisel olanlardı.

tamam3 Tamam mıyız? (2013): Çok naifsin; Olmuyor Böyle…

Tamam mıyız? aslında arada bir yerde duruyor. Hem gişeyi hedefleyip hem de hiç olmadığı kadar kişisel bir öykü anlatıyor bize Çağan Irmak. Üst orta sınıf bir ailenin bohem sanatçı oğlu Temmuz, hayatının tam da boşlukta olduğu günlerde sakat bir gençle karşılaşıyor. İşin ilginç yanı, İhsan adlı bu genci öncesinde rüyalarında görmüş olması… Bunun bir anlamı olmalı diye düşünüp uydurma bir bahaneyle sakat gence yaklaşıyor, onunla diyalog kuruyor. Fakat gencin ondan beklentisi bambaşka… “Ben de seni rüyamda gördüm” diyor İhsan, belki doğru muhtemelen yalan ve içini yiyip bitiren arzusunu ona anlatıyor. “Beni öldürmeni istiyorum!”

Toplumun gözünde farklı, genel ahlak nezdinde aykırı iki insanın birbirlerinin hayatlarına dokunmasını, birlikte tamam olmalarını anlatıyor film. Bu da Çağan Irmak’ın bir sinemacı olarak tüm zaaflarını bir kez daha yansıtabileceği zemini sağlıyor aslında. Tamam mıyız? bazı toplumsal önyargıları kırmak, halka hoşgörü aşılamak gibi büyükçe emeller içinde boğuluyor. (Ben de tıpkı filmin kendisi gibi bir kez olsun eşcinselliğin adını anmadan eşcinsellikten bahseder oldum…) Yine tamamı arızalı, hatta açıkça kötü baba figürlerine “çok anlamlı” dersler veriliyor. Bütün bu ders verme gayretinin karşılığı da sinemada, özellikle Çağan Irmak sinemasında son derece naif bir biçimde tezahür ediyor.

Bu naifliğin birkaç sonucu var. Her şeyden önce, pratikte en önemlisi, ortada aslında gayet sağlam bir sinema filmi malzemesi varken Irmak hikayenin karanlık alanlarına yeterince dalamıyor bir türlü. Temmuz’un filmin başındaki bunalımı da İhsan ile yaptıkları anlaşma da çok yumuşak sahnelerle geçiyor. Senaryoya yeterince kafa yorulmamış izlenimi oluşuyor ister istemez. Çünkü öykünün doğal olarak getirdiği türlü malzeme değerlendirilmiyor. Film potansiyeline ulaşamıyor.

tamam2 Tamam mıyız? (2013): Çok naifsin; Olmuyor Böyle…

Naifliğin bir diğer sonucu da kaçınılmaz ve zincirleme göz devirmeler maalesef. Hem sinema hem de televizyonda artık çok daha sert, büyük ve gerçekçi anlatılara alıştı seyirci. Çağan Irmak’ın masalsı dünyasının, romantik bakışının seyircideki karşılığı artık oldukça sınırlı gibi geliyor bana. Yaptığı bir kaçış sineması da sayılmaz tam olarak. En azından benim fikrime göre…

Yalnız burada şunu söylemeden de geçemeyeceğim… Kısa filmlerinden bu yana Çağan Irmak sinemasını takip edenler bu naif yakıştırmasını herhalde yüzlerce kez duymuşlardır. Artık ezberledik diyebilirler… Ben acımasız olmak istemiyorum. Çağan Irmak senelerdir onca film yaptı ve sineması da karakteri de bu. Filmleri biraz kişiselleştikçe aynı durum hep ortaya çıkacak. Sonuçta sinema dili yıllar içinde gelişti. Tamam mıyız? belki de teknik ve anlatım açısından bugüne dek yaptığı en temiz iş. Oyuncu yönetimi başarılı. Başroldeki Deniz Celiloğlu ve Aras Bulut İynemli son derece etkili performanslar veriyorlar. Ama Irmak’ın duygusu değişmiyor işte. Belki de bunu kabullensek daha kolay olacak. Yoksa Çağan Irmak’a “Çok naifsin, olmuyor böyle” demenin bir şeye faydası yok. Söz konusu yönetmenin sesi, üslubu bu… Paramızın karşılığında ne alacağımızı biliyoruz en azından. Tamam mıyız?’ı daha ziyade malzemesini yeterince derinleştiremediği, çok daha güçlü bir film olabilecekken sıradanlıkla yetindiği için eleştiriyorum. Karakterleri çoğu zaman gerçek insanlar gibi konuşmadığı için eleştiriyorum. Bütün bunların sebebini de muhtemelen senaryoyla arasına yeterince mesafe koyamamış olmasına bağlıyorum. Benim naçizane derdim hepi topu budur.

Ali Ercivan

Twitter: aliercivan

***

Yönetmen: Çağan Irmak

Senaryo: Çağan Irmak

Yapım: Türkiye, 2013

Oyuncular: Aras Bulut Iynemli, Deniz Celiloglu, Asli Enver

Süre: 92′

***


Viewing all articles
Browse latest Browse all 705

Trending Articles


Hamile kalmak için


Şekilli süslü hazır floodlar


Havas-ul Kur-an Kenzul Havas PDF


Hamile kalmak için


EL-AZÎM Esması ve Sırları


En etkili korumlardan birisi


Enerji Beden ve İki Uygulama-1


Foxtrot Six Türkçe Dublaj izle (2020)


SCCM 2012 Client Installation issue


Hakan Sabancı 4 ayrı adrese Sevgililer Günü buketi gönderdi!